Kalp damarlarına X-ışını hızında görüntüleme

Posted by

İSTANBUL (İGFA) – Dünyada ve ülkemizde hastalığa bağlı ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıkları ilk sırada yer alıyor. Sevindirici olansa; tıpta ve teknolojide hızlı gelişmeler sayesinde kalp damar hastalıklarının tanı ve tedavisinde çok önemli ilerlemeler sağlanması! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak ve Ataşehir Hastaneleri Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Karaarslan “Günümüzde artık kalp damar hastalıklarının teşhisi çok daha erken evrelerde mümkün hale gelmiştir. Örneğin; kalbinizin geleceğinde oluşabilecek sorunlar hazırlıklar dahil sadece 15 dakikada saptanabiliyor, böylece hayati riske yol açabilecek herhangi bir kalp damar sorunu saptanırsa erkenden müdahale edilebiliyor” diyor. Prof. Dr. Ercan Karaarslan, kalp damar hastalıklarının tanı ve tedavisinde yaşanan en yeni gelişmeleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Son yıllarda sağlıksız beslenme, aşırı tuz tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı, sigara, alkol kullanımı ve yoğun stres gibi faktörlerin de etkisiyle kalp ve damar sağlığımız adeta alarm veriyor. Kalp hastalıkları artık sadece ileri yaşta değil, genç hatta çocuk yaşta da kapıyı çalıyor! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak ve Ataşehir Hastaneleri Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Karaarslan “Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde ve ülkemizde en sık ölüm nedenleri arasında yer alıyor. Çoğu zaman belirti vermeden sinsice ilerleyerek hayati tehdit oluşturabiliyor. Her yıl milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine neden olan bu hastalıkların erken teşhis edilmesi çok önemli hale geliyor. Bu denli önemli ve ciddi sonuçlarına karşı tıpta yaşanan hızlı gelişmeler ve ileri teknolojiler sayesinde, artık kalp damar hastalıklarının teşhisi çok daha erken evrelerde mümkün hale geldi. Erken teşhis, tedavi başarısını artırdığı gibi, kişinin riskleri bertaraf etmesi ve yaşam şeklini düzenlemesi için zaman da sağlıyor” diyor.

KALP DAMARLARI VE İNCE DEVAMLILIKLARI DAHA NET GÖRÜNTÜLENEBİLİR

Kalp damar hastalıklarının erken teşhisinde çok yeni, ilk tanıtımı 2022 yılında Amerika’da düzenlenen dünyanın en büyük radyoloji kongresinde yapılan şimdi de ülkemizde kullanılmaya başlanan Kuantum Teknolojili Foton Sayıcı BT ile yapılan kalp damar anjiografisi (Sanal Kalp Anjiyografisi) hakkında bilgi veren Prof. Dr. Karaarslan şunları söylüyor: “Yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir, çok kesitli dedektörlü tomografi cihazlarıyla belirli bir performasta sanal anjiyografi yapılıyor. Klasik bilgisayarlı tomografilerde en iyileri bile 512 matriksli 0.5 mm ya da 0.6 mm kalınlıkta kesitler ile inceleme yapabiliyordu. Yeni, foton dedektör teknolojili BT ile yapılan incelemelerde ise görüntüleme kalınlığı 0.2 mm’ye düşebiliyor. Ayrıca çözünürlüğü 1024 matrikse çıktığı için görüntü kalitesi çok daha net ve detaylı oluyor. Böylece kalp damarlarının lümen içi ve duvarlarının görüntüsü daha önce göremediğimiz kadar ayrıntılı bir şekilde elde edilebiliyor. Bu da damarların analizinin çok daha iyi yapılmasını, olası sorunların daha net bir şekilde saptanabilmesini sağlıyor. Üstelik tüm bunları, klasik sanal anjiyolara göre daha düşük doz radyasyon vererek görüntüleyebiliyor.”

DAKİKALAR İÇİNDE DAMAR TIKANIKLIĞI TESPİT EDİLİYOR!

Geleneksel yöntemlerden farklı olarak yüksek çözünürlüklü ve düşük radyasyonlu çok daha detaylı görüntüler elde edilerek, bu sayede kesin ve hızlı tanı imkanı sağlandığını belirten Prof. Dr. Karaarslan sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu yöntem kalbi besleyen damarlardaki hastalıkları ayrıntılı bir şekilde görüntüleyerek geleneksel BT taramalarına göre detaylı ve kesin bilgiler sağlıyor. Koroner arterlerdeki tıkanıklıkları maksimum 10-15 dakikalık inceleme süresinde tespit edebiliyor. Bu sayede, koroner arterlerdeki plak oluşumları, damar tıkanıklıkları ve stentlerin durumu gibi kritik kalp rahatsızlıkları çok büyük oranda tespit edilerek, taramalar gerektiren kronik hastalarda bile radyasyon dozu ciddi oranda azaltılarak büyük bir fayda sağlanıyor.” Prof. Dr. Ercan Karaarslan “Özellikle böbrek fonksiyonları riskli hastalarda klasik anjiyografilere göre daha az kontrast madde kullanılarak yapılan incelemelerde bile damar yapılarını ve arterlerdeki hastalık bulgularını daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Bununla birlikte, cihazın hızlı çekim özelliği ile tarama süresi dakikalar içinde tamamlanıyor; bu da hastaların rahatlığı ve sürecin etkinliği açısından büyük önem taşıyor” diyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir